Site icon KKTC Sağlık Turizmi Konseyi Haber

Turizm Ve Gastronomi Sektörünün Sosyal Sorumluluk Projeleri

Günümüzde birçok alanda sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirilmektedir. İnsanlara karşılıksız fayda sağlama amacında olan bu projelerin örnekleri ile turizm ve gastronomi sektöründe de karşılaşmaktayız. Turizm sektöründe otellerin yer aldığı projelerden tutunda gastronomi sektöründe hem eğitim odaklı hem de küçük işletmelere fayda sağlama odaklı olan bu projeler geleceğe umutla bakmamızı sağlamaktadır.

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Nedir?

Kurumsal sosyal sorumluluk, işletmelerin aldıkları kararlar ve yürüttükleri faaliyetlerden etkilenebilecek tüm paydaşlara (rakipler, müşteriler, tedarikçiler, çalışanlar, hissedarlar, yöneticiler, çevre, toplum ve hükümet) karşı olan sorumluluğunu ifade etmek için kullanılan bir kavramdır (Aktan ve Börü, 2007: 8).

Neden Önemli?

TURİZM İŞLETMELERİNDEN BAZI ÖRNEKLER

Calista Luxury Resort Hotel’in Yeşil Yıldız belgesi bulunmaktadır. Bu uygulamayla, çevreye duyarlılık konusunda farkındalık kazandırmak ve turizm işletmelerinin bu yönde girişimlerde bulunmalarını teşvik edilmeye çalışılmaktadır (Özçoban, 2018).

Dedeman Konya Otel; Zübeyde Hanım Ana Okulu yenileme projesi, Sevgi Evleri Projesi (Çocuk Esirgeme Kurumlarındaki Çocuklara sıcak bir yuva ortamı sunmak hedeflenmiştir), son kullanma tarihi geçen ilaçların toplanması ve imha edilmesi, atık pillerin toplanması gibi sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmiştir (Büyükşalvarcı vd., 2016).

Starwood Otelleri; ‘Road to Awareness’ projesiyle, ekonomik açıdan zayıf bölgelerdeki çocukların eğitimine katkı sağlamayı amaçlamışlardır (Turizm News, 2013).

The Ritz-Carlton; ‘Çorbada tuzun olsun’ Taksim civarında barınma problemi yaşayan yiyecek yardımında bulunmuşlardır. Bunların dışında kıyafet ve kitap bağışı, enerji tasarrufu için ‘Earth Hour’ uygulamasının desteklenmesi gibi projelere imza atılmıştır (Hotel Restaurant Magazine, t.y.).

Afiyet Olsun, İsraf Olmasın’ projesi ve Turuncu Bayrak projesiyle konaklama işletmelerindeki gıda israfının önüne geçilmeye çalışılmaktadır (Gıda Dostu Derneği, t.y.)

GASTRONOMİNİN UMUT ANAHTARI: SOSYAL GASTRONOMİ

Büyük Adam David Hertz

“Yiyecekler sadece tadı güzel olmamalı, aynı zamanda toplum için de faydalı olmalıdır.”

Sosyal gastronomi akımının öncüsü David Hertz 2012 yılında kar amacında olmayan bir kurum olan Gastromotiva’yı beraberindekilerle kurmuştur. Dört ana ilke ile yolan çıkan hareket ilk olarak sosyal açıdan eşit durumda olmayan insanlara ulaşarak bilgi düzelerini arttırmak ve kişilerin bireysel olarak gastronomik ticari yönünü güçlendirmek için onlara fırsat eğitimi vermektir. İkinci amaç ise fırsat yaratmaktır. Yani sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek amacı ile iyi tarım ve üretim uygulamalarına destek sağlayarak gastronomi işletmelerine satış imkanı sağlamaktır. Üçüncü amaç, sağlıklı beslenme sağlamaktır. Gıda kaynaklı sorun olan obezite ve benzeri sağlık problemlerine karşı insanları doğru beslenmeye yönlendirmek sosyal gastronomin önemli amaçlarındandır. Diğer bir amaç ise atıklara karşı savaşmaktır. Açıklığa karşı önemli bir araç olan atıkların değerlendirilmesi ve en minimum düzeye düşürülmesi de sosyal gastronomi hareketinin amaçları arasındadır. Sosyal gastronomi tüm bu konularda hem insanları eğitip bilgi düzeyleri güçlendirmektedir hem de bunu uygulama yoluna gitmektedir.

BİRBİRİNDEN DEĞERLİ SOSYAL GASTRONOMİ PROJELERİ

Şu anda dünya genelinden sosyal gastronomi hareketini 60’dan fazla projesi bulunmaktadır. Birazdan bahsedeceğim bazı projeler ile bu hareketin ne kadar değerli ve önemli olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Projeler arasında ülkemizden de 2 değerli proje bulunmaktadır.

Başarılı Sosyal Girişimci Şef Ebru Baykara Demir

Öncelikle şunu belirmeliyim ki Ebru şef o kadar değerli işlere imza atıyor ki adına akademik bile yapıldı. Ebru Baykara Demir’in sosyal gastronomi alanında yaptığı faaliyetler incelenerek “Gastronomide Sosyal Girişimcilik: Ebru Baybara Demir Örneği” başlıklı akademik çalışma ile Portekiz’de bir Uluslararası Turizm Konferansı’nda sunulmuştur. Harran Gatronomi Okulu Projesi ile unutulmaya yüz tutmuş yerel ürün ve tarifleri kayıt altına almak ve Suriyeli mültecilerin toplumsal hayata kazandırılması amacı ile kadınlara nitelikli işgücü kazandırıp hem kadın fayda sağlamış hem de bölge ekonomisine katkı sağlamıştır. Daha bir birbirinde değerli projelere imza atana Ebru şefle ve projeleri ile ilgili detaylı bir yazıyı ilerleyen zamanlarda yayımlayacağım.

The Clink Restoran

Burası Sadece Bir Ceza Evi Değil Buyurun Restoranımıza

İngiltere’de yer alan Hmp High Down Ceza’nde yer alan The Clink Restoran’da yemekleri yapan aşçılardan tutunda servis sürecinde çalışan garsonlara kadar tüm personel cezaevi mahkumlarından oluşmaktadır. Projenin en güzel yanı ise eğitim alma sansı alan tutuklular suç işleme oranı %49 düşmüştür.

Nepal organik pazar

The Bazaar Projesi

2016 yılında faaliyete giren proje Nepal’de kurulan bir pazardır. Sürdürülebilir gıda ağına fayda sağlamak için harekete geçen proje organik tarım yapan çiftçiler ile küçük işletmeler arasında bağlantı sağlayarak hem organik tarımda teknik uzmanlığı desteklemekte hem de tıpkı finansal servisler gibi yardımlar sunmaktadır.

Mülteciler

Mülteciler Mutfağı

2016 yılında başlayan proje yine iyilik meleği bir işe imza atıyor. Bir mobil mutfağa sahip olan proje kapsamında bir araba şehir şehir dolaşarak ihtiyaç sahibi mültecilere ulaşıyor ve onlara geldikleri ülkelerdeki yöresel yemekleri vererek hem o ülkedeki sürece yavaş yavaş alışmalarını hem de bölgeyi daha çabuk tanımaları sağlıyorlar.

YAZARLAR
Ebru Avcı
Tourism Management Master Degree Student
Kocaeli University

Zihni Bilir
Tourism Management Master Degree Student
Necmettin Erbakan University

Exit mobile version