Türkiye Başbakanı Yıldırım: “Kıbrıs’ı Oldubittiye Getirmeyiz”

Başbakan Binali Yıldırım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) kuvvetli bir Türk askeri varlığının bulunduğuna dikkati çekerek, “Kardeşlerimiz, soydaşlarımız için ne gerekiyorsa onu yaparız. Çünkü orada biz bedel ödedik, şehitlerimiz var. Asla oldubittiye getirmeyiz” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, ABD ile Türkiye arasında mutabakata varılan Münbiç yol haritasına ilişkin, “Şu anda 90 günlük bir anlaşma yaptık. Bu anlaşma ne? 90 gün içerisinde belirli bir takvime göre buradan PKK uzantısı PYD, YPG, bu unsurlar çıkartılacak. Oradaki yönetim yerel yönetime devredilecek. Bu Türkiye’nin ısrarlı gayretleri sonucu bu noktaya geldi” diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, Youtube kanalı Babala TV’de Oğuzhan Uğur’un sunduğu “Mevzular Erken Seçim” özel programına katıldı.

“Çok güçlüsünüz diye sizi destekleyenler var mı? Bunları ayırt edebiliyor musunuz? İnsanlar bunu güç için kullanıyorlar mıdır?” şeklindeki soruya, Yıldırım, şu yanıtı verdi:

“Bunları ölçmek kolay değil, görevi bıraktığınızda belli olur. Açık ve samimiyetle söyleyeyim, nüfus kullananlar var ama biz bu konuda çok titiziz. Birisi gitmiş, ‘Başbakan gönderdi, filan yere müdür yap şeklinde talimatı var’, adam da yapmış. Afedersin aptallık bu, kardeşim araştırdın mı, soruşturdun mu, doğru söylüyor mu? Ondan sonra da gördüğü yerde, ‘efendim talimatınızı yerinize getirdik’ diyor. ‘Hangi talimatı kardeşim? İyi halt etmişsin’ dedim. Bunlar hoş şeyler değil, kamu vicdanını yaralayan şeyler. Torpil yapıyorsun. Başka hak eden biri var, sen onu bırakıyorsun, orada ilgisiz bir adamı getirip o göreve koyuyorsun. Adam bizim adımızı kullanarak yapıyor. Siyasette belirli bir görevde olanların böyle bir derdi var ama bu konudaki yaklaşım önemli. Burada net durursanız, kararlı durursanız çok fazla yaygın yapılamıyor.”

Övülmekten hoşlanmadığını, övüldüğünde işkence çekiyor gibi olduğunu belirten Yıldırım, bir insanı yüzüne karşı övmeyi onu kör testereyle kesmeye benzetti, kendisini de kimsenin övmemesini istedi.

“KOMŞUMUZA KARŞI SAVAŞTA…”

Başbakan Yıldırım, “Amerika Birleşik Devletleri derse ki ben İran’ı vuracağım, İncirlik’i kullanacağım derse izin verecek miyiz?” şeklindeki soruya karşılık, İncirlik’in sadece terörle mücadele amaçlı kullanımına izin verildiğini anımsattı.

Yıldırım, “Biz İncirlik’i sadece terörle mücadele amaçlı kullanımına izin verdik. Herhangi bir ülkeyi vurmak için asla ve asla bizim üstlerimizi kullanamaz. Irak’ı işgalinde Amerika Türkiye’yi kullanabildi mi? 1 Mart tezkeresini hatırlayın. 1 Mart tezkeresi, Amerika’nın üstleri ve Türk topraklarını kullanarak yapacağı bir operasyondu biz reddettik. Onun dışında İran bizim 600 asırlık, Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan beri herhangi bir şekilde savaş yapmadığımız komşumuz. Bir komşumuza karşı savaşta bizim onlara destek sağlamamız asla düşünülemez.” ifadesini kullandı.

“KANAL İSTANBUL PROJESİ, 10 MİLYAR DOLARA MAL OLACAK”

Soru üzerine Kanal İstanbul projesinin içeriğine açıklık getiren Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

“Kanal İstanbul projesi bir eğlence projesi değil. Öyle anlatıyorlar ki ‘bu kadar parayı buraya harcamaya ne lüzum var.’ Bir kere rakamları tam bilmiyorlar. Proje 10 milyar dolar, onlar 65 milyar dolar diyor. Projeyi yapan benim. Diyorum ki bu 10 milyar dolar, ısrarla diyorlar ki ’65 milyar doları niye bu işe harcıyorsunuz?’ İkinci yanlış, biz bunu devletin bütçesinden yapmayacağız. Bu projeyi yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştireceğiz. Mesela diyeceğiz ki 30 sene işlet kardeşim. Sonra da süre bitince teslim edecek. Bir de Montrö’ye aykırı bir durum yok. Biz bu projeyi şunun için yapıyoruz. Independenta (1979 yılında) diye bir tanker patladı, tam Haydarpaşa’nın önünde. Bir hafta boyunca yandı, Boğaz kapandı. İstanbul’da Bostancı’dan, Beyoğlu, Kasımpaşa, Hasköy’e kadar evlerin camları aşağı indi. Büyük bir felaket yaşandı. Geçen gün de biliyorsunuz bir gemi yalıya girdi. 50 bin gemi geçiyor, bunun 12 bini tanker. Bomba bomba, nükleer bomba. Dünyanın en güzel şehrini bu tehlike altında daha ne kadar yöneteceğiz. Dolayısıyla bu bir mecburiyet. Kanalı açacağız, Boğaz’ın bütün tehlikeli yükler geçişini engelleyeceğiz. Şimdi engelleyemiyoruz, çünkü alternatif göstermemiz lazım. Montrö’ye göre engelleyemezsin, her türlü gemi geçer. Buna masum geçiş diyorlar. Dolayısıyla Kanal İstanbul devreye girince diyeceğiz ki, ‘kardeşim kusura bakma, oradan geçme buradan geç’. Böylece İstanbul’u büyük bir felaketten, çevre kirliliğinden kurtarmış olacağız.”

YUNANİSTAN İLE ADALAR MESELESİ

Yıldırım, “Yunanistan ile ilgili bize ait adaların işgal edilmiş olma sorunu var. Uluslararası hukuk kapsamında bu oldubitti karşısında ne yapacağız?” sorusuna da şu yanıtı verdi:

“Orada da bir kafa karışıklığı var. Adalar, biliyorsunuz Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında, 1911’de Trablusgarp mücadelesini kaybettikten sonra biz adaları İtalya’ya emanet verdik. Bu adaları İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra istedik, alamadık, 12 adayı. Bu adalar dışında ismi cismi belli olmayan kayalıklar var, bu anlaşmalara yazılmamış. Yüzlerce var bunlardan, Kardak’ta bunlardan biri. Yani kime ait olduğu antlaşmalarda belli olmayan adalar için bizim duruşumuzda bir farlılık yok. Bunların herhangi bir şekilde Yunanistan tarafından kullanılması, bayrak takılması, buraya çıkılması, asla kabul etmiyoruz ve anında müdahale ediyoruz. Yani herhangi bir şey Yunanistan’a bırakılmış değil, bu konuda düzeltme yapmak isterim.”

Başbakan Yıldırım, KKTC’de kuvvetli bir Türk askeri varlığının bulunduğuna dikkati çekerken, “Kardeşlerimiz, soydaşlarımız için ne gerekiyorsa onu yaparız. Çünkü orada biz bedel ödedik, şehitlerimiz var. Asla oldubittiye getirmeyiz” şeklinde konuştu.

“İSRAİL SADECE ÖLDÜRMEYİ BİLİR, ŞARKI SÖYLEMEYİ BİLMEZ”

Türkiye’nin Eurovision şarkı yarışmasına katılmaması ilişkin ise söz konusu yarışmanın ideolojik şekle dönüştüğünü dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

“Bu sene şarkı yarışması çok ideolojik şekle dönüştü. Bu yıl ilk defa İsrail’de yapılması için İsrail’e kazandırdılar. Puan alamadığı halde kazandırdılar, kazanan ülkede yapılıyor ya. En son Lizbon’da yapıldı. Oylama değişikliğine gittiler, planlamışlar, seneye İsrail’de Kudüs’te yapılsın… İnadına gidiyorlar, dinler arası çatışmayı körüklemek için. İsrail’in şarkıcısı iyi şarkıcı değil. İsrail sadece öldürmeyi bilir, şarkı söylemeyi bilmez. Kudüs’e Amerika büyükelçilik açarken 8 yaşındaki bir çocuk onlara ne zarar verebilirdi? Gözünü kırpmadan öldürdü. Bu mu insanlık?”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu