“Artık Halkın İradesi ile Yeni Siyaset Zamanıdır”

Geçtiğimiz gün bir televizyon programına konuk olan Halkın Partisi Parti Meclisi üyesi Av. Cemre Günsel Esengin hükümetin son günlere damgasını vuran partizanca icraatlarını eleştirdi ve toplumu artık yeter denecek noktaya getirdiklerini vurguladı.

Pazartesi sabahı saat 07:00’de Metehan Çemberi’nde Halkın Partisi insiyatifinde gerçekleştirilen eyleme değinen Cemre Günsel Esengin, 40 senede 38 hükümet kurulduğunu ve kurulan tüm bu hükümetlerle bir nevi ‘Parti Devleti’ yaratıldığına dikkat çekerek halkın “artık yeter” dediği bir noktada olduğunu vurguladı. “Kendi ailelerinden olanlara keyfi bir şekilde verilen arazilerden tutun da, seçim yatırımı niyetine dağıtılan vatandaşlıklara kadar bu hükümet peşkeş ve partizanlık anlamında çıtayı ciddi anlamda yükseltmiştir. Tam bir talan hükümeti olarak, yangından mal kaçırırcasına, hükümetten gitmeden önce daha nereleri peşkeş çekebiliriz acaba diye hareket ediyorlar” dedi.

Bir Bakanın kendi oğluna arazi tahsis ettirmek için bakanlar kurulu kararı çıkartmasının kabul edilemez olduğunu belirten Esengin, bazı kesimlerin bu eleştirelere karşılık olarak, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş anısına üniversite kurulmasına karşıdırlar ifadelerine cevaben: “Kimse meseleyi Denktaş ismine çekmeye çalışarak konuyu saptırmasın. Rauf Raif Denktaş’ın Kurucu Cumhurbaşkanı olduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası’nda devletin şekli için “demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyettir” ibaresi yer almaktadır; peki soruyorum ne zamandan beridir aile şirketine dönüştük?” ifadelerine yer verdi. Ne Lefkoşa’nın ne de memleketin şu anda yeni bir üniversiteye ihtiyacı olmadığını vurgulayan Esengin, “Eğitim adına ortada hiç bir vizyon yoktur. Neden YÖDAK yeniden yapılandırılmıyor? Neden mevcut üniversitelerdeki eğitim kalitesinin artması için denetim mekanizmaları hayata geçirilmiyor? Ne ülkenin ne de Lefkoşa’nın mevcut alt yapısı ile yeni bir üniversiteye ihtiyacı olmadığı aşikardır.” Devamla, konunun bir diğer boyutu olduğunu da vurgulayan Esengin; “Hangi kriterlere göre bu arazi seçildi ve bu şahısa verilmesi kararlaştırıldı? Peki bu araziyi verirken yapılan kira antlaşmasının şartları nelerdir? İlgili şahıs ben üniversite kurmaktan vaz geçtim derse ne olacak? Neden adil bir şekilde ihale yapılmadı?” sorularını sorarak, bu olayın tıpkı geçmiş dönemlerde de yapılanlar gibi tam bir peşkeş olduğunu vurguladı.

Meclis kürsüsünden Sn Serdar Denktaş’ın “bu yapılan etik olmayabilir ama yasaldır” ifadelerine de değinen Cemre Günsel Esengin, “Evet etik değil ama yasal, tıpkı sizlerin Meclis’te olması gibi” dedi. Mevcut hükümetin erken seçimden kaçmak için her türlü manevrayı yaptığına değinen Esengin, yapılan erken seçim önerilerine de komite aşamasında özellikle oyaladıklarına dikkat çekti. Hükümetin muhalaefetin de yardımıyla güven oyu alarak bir nevi sözde güven tazelemesini de hatırlatan Esengin; “Bu saatten sonra kimse halka ‘bizi yine seçin bu kez yapacağız’ yalanını söylemesin, ülkeyi iyi bir noktaya getirmek için 40 yılları vardı, bu 40 yılda 38 hükümet kurdular ve gelinen nokta da ortadır. Artık halk için halk ile siyaset yapan bir yapı mevcuttur, bu da Halkın Partisi’dir” dedi. Meclis dışında yer alan bir parti olarak yasaların tanıdığı tüm imkanları kullanarak

hükümetten hesap sormaya çalıştıklarına da değinen Esengin, Girne Emirnamesi’ne ilişkin ilk ara emri başvurusu yapan parti olduklarını hatırlatarak “Şimdi de Sn Ombudsman tarafından Başbakan’ın kızının mezuniyeti için yurt dışı ziyaretini Devlet bütçesinden ödetmesinin gayrı yasallığına ilişkin yayınlanan rapor ile ilgili Sayıştay’a tekrardan başvuru yapıp, denetim görevini yerine getirmesini talep ettik; getirmemesi halinde yargı yoluna gideceğiz” ifadelerine yer verdi.

Bugüne kadar Kıbrıs müzakerelerinin bahane olarak kullanılıp, ya “çözüm olursa her şey düzelir” ya da “çözüm olursa sizi Rum’a satacaklar” şeklinde toplumu kutuplaştırıp memleketin sorunlarını öteleyen bir siyasi anlayışın olduğunu vurgulayan Esengin “Artık halk neyin ne olduğunun farkındadır. Kıbrıs meselesi ülkenin içerisinde bulunduğu problemlerin çözümüne engel değildir. Mesela bugüne kadar şeffaf bir İhale Yasası geçirmemiş olmaları ile Kıbrıs Meselesi’nin ne ilgisi var? Veya bugüne kadar Üst Kademe Yöneticiliği Yapan Kamu Görevlilerinin Atanması Yasası’na ilişkin düzenleme neden yapmadılar, bunun Kıbrıs Meselesi ile ne ilgisi var?” diyerek, bu durumun bir bahaneden başka bir şey olmadığını vurguladı. Halkın Partisi olarak bu konudaki yasa tasarılarının da hazır olduğunu hatırlatan Esengin, keyfi bir şekilde müşavir yaratılmasına karşı olduklarını vurgularak yasadan müşavirlik statüsünü kaldıracaklarına dair parti açıklamalarını hatırlattı.

Halkın Partisi olarak temiz ve hesap verilebilir siyaset anlayışı ile yola çıktıklarını vurgulayan Esengin, göreve geldikleri zaman tüm yapılan partizanlık ve peşkeşlerin yasaların cevaz verdiği oranda hesabını soracaklarını vurguladı ve ekledi “Bugüne kadar yarattıkları Parti Devleti anlayışı ile gençleri hem siyasetten soğuttular hem de göçe ittiler. Artık Halkın Partisi ile ülke siyasetine yeni bir soluk gelmiş, yeni siyaset anlayışı hayat bulmuştur. Bugüne kadar yapılan tüm hukuksuzluklarla ilgili hesap soracak olan işte bu yeni siyaset alayışıdır. Ülkenin şu an içinde bulunduğu sorunlar düzeltilebilir sorunlardır, yeter ki vizyon olsun, yeter ki gaile ve irade olsun. İşte Halkın Partisi tam da bu nedenlerle kurulmuştur. Artık Halkın iradesi ile yeni siyaset zamanıdır.”

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu