YDÜ Mimarlık Fakültesi Mezunları Diplomalarını Coşkuyla Aldı

Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi 2016-2017 Güz Dönemi mezuniyet töreni Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Tören Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, KKTC lideri Dr. Fazıl Küçük, KKTC Kurucu Başkanı Rauf R. Denktaş ve şehitlerimizin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, törene YDÜ Rektörü Prof.Dr. Ümit Hassan, Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Şenol Bektaş, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Uğurcan Akyüz, öğretim elemanları, öğrenciler ve veliler katıldı.

Prof. Dr. Uğurcan Akyüz; “Kopya Değil, Kopya Edilen Olun”
Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Uğurcan Akyüz açılış konuşmasında, “sevgili öğrenciler bana sorarsanız sıkıntılı bir coğrafyanın kenarında siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarının ucunda ateşkes koşullarında ama barış ve huzur içinde insanların yaşadığı bir ülkede okudunuz.

Fakültemizin başarıları ve alandaki farklılığı, öğretim elemanları, donanım ve mekan açısından yeterli düzeyde bir ortamda, bölgenin en iyi ve büyümekte olan üniversitesinin çatısı altında uygun öğrenme koşullarında sürdürdüğünüz eğitiminizi tamamlamış bulunuyorsunuz” dedi. Bir ders örneği ve halk hikayesi ile konuşmasına devam eden Prof.Dr. Uğurcan Akyüz, “Mimar Sinan’ın baş mimar olmasını kıskanan diğer mimarlar padişahın huzuruna çıkarlar. Sürekli Mimar Sinan’ı ona kötülerler. Bunun yaptığı nedir, bunu biz de yaparız, bunun yaptığı kötüdür, kubbesi ilk karda çöker, minaresi ilk depremde yıkılır, iyi değil, güzel değil gibi bir sürü gerekçe ile padişahı Mimar Sinan’a karşı doldurmaya çalışırlar.
Padişah dinler elbette bunları. Ancak hemen Mimar Sinan’ı çağırır huzuruna. Masanın üstüne üç tane bilye koyar. Mimar Sinan’ı şikayet eden mimarlara der ki; hadi bakalım bu bilyeleri üst üste koyun. Uğraşırlar, çabalarlar, ter dökerler, birbirlerine düşerler, kızarlar, bağırırılar, çağırırlar ama bilyeleri üst üste koymak mümkün değil, pes ederler. Padişah döner Mimar Sinan’a hadi der sıra sende der. Mimar Sinan yüzüğünü çıkarır koyar masanın üstüne, yüzüğünün üstüne bir bilye, öbür yüzüğünü çıkarır onu koyar onun üzerine bir bilye daha. Üç tane bilyeyi de dizer.

Öbürleri hemen başlar koro halinde çekiştirmeye: ama bu bir şey değil ki onu biz de yaparız. Padişah der ki; tabi ki siz de yaparsınız ama orjinalini yapan Mimar Sinan. Siz ancak onun kopyasını yaparsınız!” diyerek mezun öğrencilere “kopya eden değil, kopya edilen” olmalarını dileyerek, yollarının açık olmasını diledi.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu